Bugün, yarın ya da bir sonraki gün malpraktisle ilgili yazmayacağım. Şu anda aktif olarak mesleğimi yapmasam da hekim kimliğim çok ön planda ve bir süreliğine meslek hatalarını gündemimden çıkarttım.
Zorlu bir süreçten geçiyoruz. Genellikle evdeyim. En yoğun meşguliyetim bolca COVID 19’a ilişkin makale okumak, Dünya genelinde pandeminin yönetimi ve istatistiklerine dair bulabildiklerimi yorumlamaya çalışmak, yemek ve temizlik, biraz aktivite olsun diye güvenli! olduğunu düşündüğüm marketlerden alışveriş yapmak, kitap okumak, kilo almak, biraz endişe ama daha fazlası cesaret duymak.
Öncelikle bir dönem Anesteziyoloji ve Reanimasyon asistanlarım olan sizlerle ve bu mücadelede görev alan tüm meslektaşlarımla gurur duyuyorum. İşin gerçeği, ilk başlarda kendimden çok, sizlerin sağlığı için endişelendim. Ama o kadar enerji dolusunuz ki; sesinizin tonundan cesaret ve heyecanınızın, yorgunluk ve sıkıntılarınızın önüne geçmiş olduğunu anlıyorum.
Pek çoğunuzu aradım, diğerlerini de aramaya devam ediyorum. Uzun zamandır görüşmediğimiz genç bir arkadaşımla konuştuklarım beni derinden yaraladı. Aradığımda “Hocam duydunuz mu?” dedi. Bir anlam veremedim. Telefon kayıtlarımdaki genç arkadaşlarımı hep baştan, ortadan arayacağıma bu defa sonlardan birini rasgele seçmiştim. Kendisi ve yine bir hekim olan eşi sırayla covid 19 ile enfekte olmuşlar. Aynı evin içinde çocuklarından izole yaşamlarını duyunca gözlerim doldu. Size kim bakıyor, çocuklara kim bakıyor? dediğimde, birbirimize bakıyoruz, komşular da yemek getiriyorlar cevabını verdi. İmkanım olsa gidip çocuklara bakmak isterdim. Neyse ki zorlu bir tedavinin ardından her ikisi de iyileşti. Geçenlerde aradı, Hocam sesiniz bana moral verdi, güç verdi diye. Birazcık yakınlık dahi olumsuzluklara direncimizi artırıyor.
Yakın bir arkadaşımın 89 yaşındaki annesi SVO nedeniyle hastanede yatıyor. Değil benim gitmem, tüm İstanbul’a yardıma koşan can arkadaşım dahi annesinin yanında olamıyor.
Genç bir arkadaşımın annesi de aynı nedenle vefat etti. Maalesef cenazesinde bulunamadım, arkadaşıma destek olamadım. Herkes gibi ben de bu zor günleri en az hasarla atlatabilmeyi ümit ediyorum.
Bugün anneler günü; daha önceki yıllarda yaptığımız kutlamalar aklıma geliyor.
Annem ve kayınvalidemin hastane – yoğun bakım süreçlerinde ve vefatlarında yanımda oluşunuzu, desteğinizi hiç unutmadım. Şu anda pek çoğunuzun, çocuklarını annelerinin yanına gönderdiğini duyuyorum. Kolay değil haftalarca yavrulardan uzakta kalmak. Ama sevdiklerimiz ile aramıza mesafe koymak, korona ile mücadelede maalesef kaçınılmaz oldu.
Anneler gününüz kutlu olsun Canlar.
Sağlıkla kalın, sağlıkla görüşelim.
Sevgilerimle…
Dr. Serhan Çolakoğlu
Comments