Hasta kayıtları dediğimizde neler anlıyoruz ve hukuki önemi nedir?
Hastalarımızla ilişki ilk karşılaşmamızda başlıyor. Poliklinik, anamnez, fizik muayene, istenilen tetkik ve konsültasyonlar, bunların sonuçları ile birlikte değerlendirme aşaması. Ardından tıbbi ya da cerrahi tedavi seçenekleri ile öngörülen tedavinin planlanması geliyor.
Hasta bilgilendirilmesi ve aydınlatılmış onam alınması konusunu, geniş kapsamı nedeniyle başka bir yazımda paylaşacağım, bugün genel anlamda hasta kayıtlarının önemini vurgulamak istiyorum.
Hasta kayıtları, tüm aşamaları ile hasta dosyalarında bulunmalı. Malpraktis iddialarında kanıt olarak mahkemelere sunulabileceğinden; tıbbi kayıtlarda el yazısının okunaklı, bilgilerin tarih ve saatiyle kaydedilmiş olması geriye dönük incelemelerde hasta için uğraşılarınızın önemli bir göstergesi. Bunların dışında, hastaya bulunduğunuz önerilerin ve acil hastane başvurusu gerektirebilecek olası durumların da hasta kayıtlarında mevcut olması gerekir.
Hastanın tedavisini reddetme ve durdurma hakkını kullanması; Hasta Hakları
Yönetmeliği’nin 25. Maddesinde ifade edildiği şekliyle yazılı belgeye tabi olup, imza verilmemesi halinde tutanak ile kayıt altına alınması gereken bir durum (1).
Gençlik günlerimden birinde ameliyata alınacak hasta geldiğinde ki, önceden hidrasyonu gerekli bir hastaydı; hastanın sadece üst ekstremitesinin hidrate edildiğini görmüştüm. Hemen cerrahi ekipten birisine gösterip, damar yolunu ona iptal ettirip anestezi için kullanacağım yeni damar yolunu açarak tüm ayrıntılarıyla anestezi fişine kaydettiğimi hatırlıyorum. Neyse ki hastada kompartman sendromu gibi ciddi bir komplikasyon gelişmedi. Belki de bu vakadan sonra geliştirdiğim alışkanlıkla hiç olmazsa majör ameliyatlarda hastaların tüm damar yollarının yerini ve kullandığım kanülün çapını da belirterek (milimetre yazacak kadar abartmadım ama G olarak) yazmanın faydasını gördüm.
Tıbbi uygulamalarımız sırasında, öngörülemeyen komplikasyonlarla karşılaşmamız pek sık olmasa da kaçınılmaz. Önemli olan komplikasyon yönetiminde gösterilen özen, gayret ve güncel tıbbi uygulamalarla uyumluluk. Bunu kayıtlara geçirmediyseniz yapılan işin komplikasyon mu, malpraktis mi? olduğuna karar verecek bilirkişinin değerlendirmesine bir katkınız olmayacağı gibi; bütün o gayretlerinizi, uğraşılarınızı da anlatamayacaksınız.
Malpraktis iddialarında, ispat yükümlülüğü maalesef biz hekimlere ait.
Ne kadar yoğun ortamlarda çalıştığınızın yaşayan bir kanıtı olarak sizlere şiddetle önerim: Lütfen yazınız, bir iş yazılmadıysa yapılmamıştır.
Hasta Hakları Yönetmeliği, 08.1998 tarih ve 23420 no’lu RG Tedaviyi Reddetme ve Durdurma
Madde 25- Kanunen zorunlu olan haller dışında ve doğabilecek olumsuz sonuçların sorumluluğu hastaya ait olmak üzere; hasta kendisine uygulanması planlanan veya uygulanmakta olan tedaviyi reddetmek veya durdurulmasını istemek hakkına sahiptir. Bu halde, tedavinin uygulanmamasından doğacak sonuçların hastaya veya kanuni temsilcilerine veyahut yakınlarına anlatılması ve bunu gösteren yazılı belge alınması gerekir.
Dr. Serhan Çolakoğlu
Comentários